Insanlar girer hayatlara, insanlar çıkar. Bu insanlarla şarkılar girer, resimler, şiirler girer, filmler girer ve kalırlar. Birikirler. Hatırlar içinbir ayraç olurlar sanki. Hepsinin de ayrı bir tadı güzelliği olur. En acı ayrılmışlık şarkılarının bile yeri ayrı olur. "O" şarkıyı dinlemek alelade bir şarkı dinlemek gibi olmaz. Her nerde çalıyorsa, ya o müzik kapatılır, ya sesi açılır ve ama mutlaka yüzde de değişik bir ifade olur. Tatlı ve hüzünlü bir gülümseme belki. Geçmişe dalmış bir bakış belki de. Islak bakan gözler bile olabilir.
Ama sonra "Biri" girer hayata, daha girmediyse. O zamana kadarki bütün şarkıların, şiirlerin, filmlerin anlamları değişir. Casablanca'nın sert adamı Rick'in Ilsa için dağılması daha anlamlı gelir mesela. Notting Hill'de kocasının kendisine pislik gibi davranmasına izin veren kadına aşık olup, aşık kalabilen erkeği anlar belki de insan. Veya zibidi subaya aşık olan Esmeralda için Quasimodo'nun kendini feda etmesini...
Şarkılar da değişir. O hüzünlü şarkılar her zaman hüzünlüdürler ama Jackues Brel, Kadını'nın kendisini bırakmaması için "Beni bırakma, izin ver gölgenin gölgesi olayım, elinin gölgesi olayım, hatta köpeğinin gölgesi olayım ama beni bırakma!" diye yalvarırken nasıl bir ruh halinde ve "Birisi" için nasıl köpek gölgesi olunabilir o zaman kafaya dank eder. Bon Jovi'nin Diamond Ring'inde, adamın o yüzükle, Kadını'nın tek erkeği olduğunu tüm dünyaya göstermek istemesi belki de ancak o "" girince yakın gelebilir insana.
İşte bu şarkılar, filmler, şiirler hep aynıysa, hala bunlar daha bir anlamlı gelip yazanla aradaki bağ kurulmuyorsa bence daha olmamış olabilir. Bu durumda da, yine bence, aramaya devam etmek de daha iyi olabilir. Insanın rahatlık çerçevesinden çıkıp birşeyler araması çok da kolay değil ama aramandan denemeden de kabullenmek olmaz ya. Hem ya bulabilirse bu şarkılardaki, şiirlerdeki gerçek anlamı bir şekilde?
İşte o zaman hayat bir başka olur herhalde.
Ve benim en son anladığım şarkı mi? " Marley söylemiş onu: "No woman, no cry."
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
4 comments:
No Woman No Cry şarkısı yeniyetmelik çağındaki az buçuk ingilizce ve nedense çabucak karşı cins kazıklarından dolayı bezmişlikle hep "Kadınsız hayat acı getirmez" olarak savunulur.
Oysa Marley ülkesindeki eşitsizlik, sömürgeye karşı duruşunu ifade ettiği bu şarkıda kadına ağlma diye seslenmektedir. Hayır kadın, hayır, ağlama !
Ya bana hala yeni yetmelik çağımdaki gibi az buçuk kalmış ingilizcemle ve yediğim karşı cins kazıklarından dolayı bezmişliğimle "Kadınsız hayat acı getirmez" olarak savundum muamelesi yaptin ya da okuyabilecek olanlara. Wikipedia powered kara kuzu ne olacak! :)))
sen değil atilla ama ben öyle sanıyordum, harbiden:)
jacques brel'i gördüğüm her sayfayı öpesim geliyor! işin komiği (ya da hiç komik değil, bilemiyorum) geçenlerde brel'den ve şarkıdaki gölgelerden söz ettik. "ne me quitte pas"yı (ve "if you go away"i) bir sürü farklı isimden dinledim, sadece brel ve bassey bu köpek meselesinden söz ediyor. diğerlerinin gururu mu elvermiyor, merak ettim.
her neyse... özetle, pek güzel olmuş efem:)
Post a Comment