Eskiler bilirler, bu mimleme olayının da bir adabı vardı. Örneğin Mr. Spock, James T. Kirk'ü hiç mimlemedi, hep Scotty'yi mimlerdi. Yaşa saygı vardı eskiden. Mimlerken de giderdi bilgisayar odasına, ışıklı düğmeleri Scotty mimleme durumuna getirir, çıkardı. Scotty görene kadar beklerdi. Her koridorda karşılaştığında, her "Beam me up, Scotty!" dediğinde, "geberik bu arada mimledim seni yaz haydi yaz!" diye kafa ütülemezdi. Eskiden mimlemede hoşgörü vardı, sevgi vardı...
O kadar uzağa gitmeyelim. Daha düne kadar AFS mektup arkadaşları vardı. Japonya'dan, Peru'dan, daha nerelerden, nerelerden. Onları mimlerdik. Yazardık mektubu, yollar bekler, beklerdik. Arada telgraf çekmezik: "hey hop mimledim seni Mariko" gibilerinden. Sabırla bekler, heyacanla yaşardık mimlerimizi. Fahriye Abla'nın sepetine mimlediğimiz not attığımızda, yanına bir çiçek koyar, günlerce beklerdik cevap versin diye...
Sonra zamane çocukları çıktı, "mimledim, mimledim, mimledim" diye şımarık şımarık dolaşmaya başladılar blog diyarlarında. Acele ettirdiler. Sabırsızlandırdılar. Güzelim mimi akşam radyo başında yaşanan bir zevkten, McMim menu haline getirdiler... Bu genetik olarak zenginleştirilmiş zibidiler, bu ekolojik uzay bacaksızları herşeyde olduğu gibi mimde de huysuzluk yarattılar.
Eskiden mimler vardı, her evde olmazdi. Komşular bir araya gelir yazardı. Eskiden mimler vardı, yazdın mı kokusu aşağı sokaktan duyulurdu... Nerede o eski mimler, nerede o eski mimciler...
Neyse Zombiler Yiyesice'nin mimine de cevap vereyim. Yazıyorum çünkü hoşuma gidiyor.
Va bu arada sen simdi bu satırı okuyorsan mimlendin. (Zombiler Yiyesice ikinci kez mimlendin şekerim.)
O kadar uzağa gitmeyelim. Daha düne kadar AFS mektup arkadaşları vardı. Japonya'dan, Peru'dan, daha nerelerden, nerelerden. Onları mimlerdik. Yazardık mektubu, yollar bekler, beklerdik. Arada telgraf çekmezik: "hey hop mimledim seni Mariko" gibilerinden. Sabırla bekler, heyacanla yaşardık mimlerimizi. Fahriye Abla'nın sepetine mimlediğimiz not attığımızda, yanına bir çiçek koyar, günlerce beklerdik cevap versin diye...
Sonra zamane çocukları çıktı, "mimledim, mimledim, mimledim" diye şımarık şımarık dolaşmaya başladılar blog diyarlarında. Acele ettirdiler. Sabırsızlandırdılar. Güzelim mimi akşam radyo başında yaşanan bir zevkten, McMim menu haline getirdiler... Bu genetik olarak zenginleştirilmiş zibidiler, bu ekolojik uzay bacaksızları herşeyde olduğu gibi mimde de huysuzluk yarattılar.
Eskiden mimler vardı, her evde olmazdi. Komşular bir araya gelir yazardı. Eskiden mimler vardı, yazdın mı kokusu aşağı sokaktan duyulurdu... Nerede o eski mimler, nerede o eski mimciler...
Neyse Zombiler Yiyesice'nin mimine de cevap vereyim. Yazıyorum çünkü hoşuma gidiyor.
Va bu arada sen simdi bu satırı okuyorsan mimlendin. (Zombiler Yiyesice ikinci kez mimlendin şekerim.)