18.12.08

Gündem

Ya adamı zorla politikaya bulaştırıyorlar. Bugünün konusu gündemden beni çıldırtanlar:

Şaşı bakan şaşırır:
17 Aralık'da Hürriyet gazetesinde ekonomi bakanı konuşmuş ve krize bir çözüm getirmiş: Vatandaştan yastık altındaki altınları ortaya çıkarmasını istemiş. Hesap da yapmış demiş ki: "2003’ten beri ekim ayına kadar 23.4 milyar dolar altın ithal etmişiz. Tonlarla altın ithal ediyoruz. Bu altınların da 4.5 milyar dolarını ihraç etmişiz. Geriye kalan 20 milyar, 15 milyar dolar nerede Allahınızı severseniz? Nereye gitti bu altınlar? Yastık altına. Ya kollarına takıyorlar, ya yastık altına atıyorlar. Halkımızdan şunu rica ediyorum, lütfen yastık altındaki bu varlıkları ekonomiye kazandırın. Bunları şirketlerimize koysak, güçlü şirketlerle ortaya çıksak kötü mü olur?" İşte yerli yabancı o kadar ekonomist, uzman boşuna kafa patlatsın benim bakanım çözümü bulmuş. Anneanneler kollarındaki bileziği satsın. Yaa bu eski Türk kriz yönetim tekniklerinden biri ve muhtemelen dedem de anneannemin bileziklerini birkac defa nakit akışına destek için iç etmiştir. Hani derler ya bu krizi dedem de çözer diye... Ama koskoca memleketin ekonomisi buna kalır mı ya! Eğer durum buysa sıçtık.

Haa bir de ekonominin düzgün olduğunu Boğaz Köprüsü'nün trafikten geçilememesine bağlamış. Yahu bir insan ki kendisi bakan memleketin çözülemeyen trafik rezaleti ile gurur duyar mı ya? Umarım sağlık bakanı da aynı şekilde şaşı bakmıyordur. "Türkiye'de sağlık sistemi süper, her sene bilmem kaç bin kişi trafik kazasında sakat kalıyor." gibi bir cümle çıkabilir yani.

Bu adamla rakı içmek isterim. Ne olacak bu memleketin hali geyiğinde muhteşem açılımlar çıkartabilir. Ne yazik ki sanırım rakı içmiyordur.


Tecavüzcü manyak
Aynı gazetede bir de sübyanci bunak hoca konusu var ki evlere şenlik. Adam güya genç kıza , hatta çocuğa, tecavüz etmemiş. Ya adam bir aynaya bak ya. Normal bir kadın, kendi rızasıyla seninle seks yapar mı ya? Eğer öyleyse harcanıyorum ben tek eşlilikle. Casanova olmam lazım. Neyse o başka hikaye.

Adli Tıp nasıl oluyorsa (aslında kaça oluyorsa) kızı muayene etmiş ve kızın psikolojik olarak zarar görmediğine kanaat getirmiş. Zaten zarar görmemesi olacak şey değil -bakınız ayna yorumum- ama bizim adalet sistemi buna dayanarak sübyancı bunak hocayı serbest bırakıyor. Sonra halk, medya, herkes ayağa kalkıyor. Şimdi de mahkeme, belgeyi geçersiz saymış ve kızı tekrar muayeneye göndermiş. Ya niye kimse sormuyor sayın hakim geçen sefer aklın neredeydi?

Haydi buna da tamam. Şimdi kızı tekrar adli tıbba göndereceklermiş ya raporun yenilenmesi için. Biz salak mıyız? Mahkeme oyun mu oynuyor? Bu saatten sonra o bunak sübyancıya tekrar suçsuz raporu çıkar mı o adli tıptan? Bu saatten sonra o bunak hoca normal bir şekilde yargılanabilir mi? Mümkün değil. Olacak şey belli. Bu dava o kadar uzayacak ki, ya biz sıkılacağız unutacağız, ya sübyancı amca mevta olacak dava kapanacak, ya da kız adli tıbba gide gele iyice sıyıracak, kız deliymiş, zaten 18 yaşındaymış falan gibi bir kılıfla adam evine dönecek. Göreceğiz.

Şu hikayede bir tane elle tutulur şey yok valla. Ne adam adam, ne kızın ailesi aile, ne mahkeme mahkeme, ne de adli tıp adli tıp, ne de sübyancının eşi eş... Tabi buna ilave medya da medya değil ya... Bu topluma bayılıyorum. Eklektik. Hükümetin derdi de anneannemin bileziklerini satmakta... Türkiye belgeseli kesin Comedy Max'de gösterilmeli.

Canım teyzem ya sana bunu yapanlar Allah'tan bulsunlar.
Bir de ambulans haberi okudum. Polis ambulansı çevirmiş sen hep buradan ışıkların yanarak ve hızlı geçiyorsun diye. Sürücünün de bir çağrıya gittiğine inanmamışlar. Ne olmuş? Ambulansı yarım saat tutmuşlar. Yolda kalp krizi geçiren yaşlı teyze vefat etmiş. Ne diyeceğimi bilemiyorum. Muhtemelen polisler de, ambulanscılar da şimdi keyifleri yerinde yaşayıp gidiyorlardır. Teyze'nin evinde ise acı var. En kötüsü de bu böyle devam edecek. Ne polislere birşey olur, ne ambulanscılara. Hoş burası insana saygı duyulan bir memleket olsaydı hem o polislerin hem o ambulanscıların başı kanunla beladaydı, hem de devlet o teyzenin ailesinin hayatını kurtaracak bir tazminat ödemek zorunda kalmıştu. Ama nerede? Benim mahkemelerimde 14 yaşında kızlara tecavüz edenler serbest bırakılırken, yaşlı bir teyzeyi sokak ortasında ölmeye terk edenler ceza mı alacak? Hiç sanmıyorum. Umarım ilahi adalet vardır da acısı çıkar bunlardan. Allah rahmet eylesin teyze. Umarım canın acımamıştır.




15.12.08

Eski Türk Filmi Kadınları

Eski Türk filmlerinde beni en çok şaşırtan konulardan birisi filmlerdeki kadınların pratik kaltaklıkları. Bütün eski Türk filmi kadınlarından özür dilerim ve tacavüze uğramayanları tenzi ederim ama öyle... Şöyle izah edeyim, kadın bir defa tecavüze uğradı mı tamam. Artık hayat kadını olabilir. Arası yok mu ya bunun? Nasıl bir mantık ki bu? "Nasılsa birisi yaptı bunu bari halka açıp para kazanayım" zihniyeti nedir? Sanki tecavüz Küçük Nuri ile Gazozlu Kadının Zarı arasında değil de makas ile kurdele arasında. Tamam artık tecavüz oldu oramız halka açılmıştır, hayırlı uğurlu olsun...

Küçük Emrah, yazık, filmlerde az çekmedi bu zihniyetten. Aşağılandı, töre katili oldu, hem annesinin, hem ablasının, hem sevgilisinin, hatta yavuklularının hayat kadını olduğunu gördü. Garson olup diskoda dans etmek dışında başına gelen en kötü şey bu oldu adamın. Çiğdem Tunç, Oya Aydoğan, Serpil Çakmaklı az düşmediler kötü yola... Hep bu zihniyet yüzünden. Oysa ki normalde olsa nasıl olmalı? Allah kahretsin içtik gazozu, kaybettik bekareti ama hiç olmazsa bundan sonra dikkatli olalım, alışkanlık haline gelmesin.

Hoş bakire olmaya da gerek yok ya. Kadinin kazık kadar oğlu vardır. E yani demek ki bir cinsel geçmişi var. Sonra şehre gelir. E bütün büyük şehir tecavüzcü ya. (O da ayrı hikaye...) Pat Oya Aydoğan'a tecavüzü ediverir Nuri. O zamana kadar uslu kadın tek bir seferde bütün namus, ahlak vs. kurtulup paraya çevirmeye başlar tecavüzü. Diyorum ya pratik kaltaklık diye. E oldu bir kere bari faydasını sürelim... Hayret.



8.12.08

Şükretmek

Hayat enteresan birşey. Mutlu olmak için bir yığın neden var aslında ama aynı miktarda da mutsuz olacak sebep. Yarısı dolu bardak klişesinde olduğu gibi. Bazı günler bardağın boş tarafı daha çok gözüme çarpıyor. Bazı günler de dolu tarafı. Bazen diyorum ki hayat güzel. Bu genelde elimdekilerin kıymetini bildiğim zamanlarda oluyor. Bazı günlerse boş taraf daha çok gözüme çarpıyor. Genelde bu bana yapmak istediğim ve yapamadığım şeyler olduğunda veya sahip olmak isteyip de olamadığım şeyleri farkettiğim zamanlarda oluyor. O zamanlarda kesif bir tatminsizliğin içine düşüyorum.

Önemli olan bu galiba. Tatmin olmak. Yetinmek. Bazen öyle şeyler farkediyor ki insan şükrediyor. Bu genelde sahip olduklarıma sahip olamayanları gördüğümde oluyor bana. Sahip olmayı sadece maddi anlamda kullanmıyorum. Maddi şeyler de olabilir,  manevi şeyler de. Para, araba da olabilir, sağlık, mutluluk da. Ama bazı anlar geliyor tam tersini görüyorum. Daha fazlasına sahip insanlar. O zaman yetinemiyorum.

Tamam, insan elindekiler için şükretmesini bilmeli aslinda ama her zaman olmuyor. Ne bileyim hiç mi Porsche galerisinin önünden geçmiyorsunuz veya tropik adalardaki egzotik otellerin resimleri gelmiyor e-postayla? Daha başarılı birilerini görmüyor musunuz veya daha iri göğüslü?

Ama bugün şükretmek için çok uygun bir gün. Düşünsenize koyun da olabilirdik kurbanlık! 

Herkese iyi bayramlar. :)

2.12.08

Copy with pride from http://mappleapple.blogspot.com/


Mapple - The Simpsons
by aarplane

On November.31 2008, The Simpsons aired an episode that made fun of Apple (Mapple) with a whole bunch of jokes.
An Apple store is built in the mall and Lisa falls in love with it. She goes in and you see it all. Lisa says in aw " It's so sterile. myPods, myPhones, and a Brainiac Bar (Know as the Genius Bar)." As Lisa and her parents go in, Homer finds a myCube.
An employee goes over and informs " I see your admiring our myCube. Its fueled by dreams and powered by imagination" says the employee. Homer goes on and says, "what does it do." The employee responds with " You should ask, what can i do for it." Homer than begs the inanimate myCube asking in worry "what can i do for you, please tell what i can do for you!" As Homers begs, the employee says "Sir, it's not even turned on yet." Homer says "but it's glowing", the smart employee than responds with " that light confirms that it's off (this makes fun of how technology these days sometimes have a light turned on when the device is actually off. WTF)."

Lisa goes to the clerk and says " i can't afford any of your products, but can i buy some fake white ear buds so people will think i have a myPod." The clerk ends it with " Sure, those are called myPhonies and they cost $40." At the end, Steve Jobs or as they call him in this episode "Steve mobs" comes on a screen with a "big" message and Bart switches the sound so that when he talks through a microphone Bart's voice looks like it's coming from Steve Mobs who is actually muted. While Bart pretends to be Steve, Bart says to the nerdy Apple fan crowd "You think you're cool because you buy a $500 phone with a picture of a fruit on it. Well guess what? They cost 8 bucks to make and I pee on every one!" "I have made a fortune off you chumps and I invested it all in Microsoft.Now my boyfriend Bill Gates and I kiss each other on a pile of your money." By now, all the nerdy Apple fans are disgusted and throw away their Apple products. The best part is when Comic book guy comes in with a hammer and throws it in slow motion at the big screen where Steve Jobs is displayed. Comic Book Guy says " Trater, your heart is blacker than your turtle neck." This scene right here makes fun of the famous Apple commercial back in 1984.