31.1.10

Yaşlanıyorum...

Geçenlerde bir sabah sevdiğim birkaç kişi bir yerde oturuyoruz. Sam Brown'un söylediği Stop çalmaya başladı. Oradakilerden beni fazla iyi tanıyan ve bunu sık sık kullanan biri, benim şarkının popüler olduğu zamanlarda kadının klipte "Stop!" diyerek elini ileri uzattığında vücudunun salınımını çekici bulduğumdan girdi lafa. Haklıydı da buluyordum. Şimdi bakınca tam olarak neyi çekici bulduğumu anlamadım ama normaldir. O zamanlar hormon bezlerinin salgılama olayına yeni başlamanın hevesiyle fokur fokur hormon salgıladığı zamanlar. Sonradan kadının şimdilerde nasıl olduğunu merak ettim. Internet ve Google sağolsun. O genç kadın gitmiş yerine soldaki kadın gelmiş. Hatta bu bile değil, çünkü bu resim 2006'dan. Şimdi bundan 4 sene daha yaşlı. Ilk darbeyi aldım. Ben bu kadını mı çekici bulmuştum? Bir de Kim Wilde vardı "You Keep Me Hanging On" şarkısıyla. Zamanının seksi kadınlarındandı. Bir baktım ki Ajda Pekkan olmuş. 
Haşarı ve seksi prenses Stephanie vardı. Zamanında beğenmiştim kendisini. Hatta sadece güzel olduğu için saçma sapan albümünü bile satın almıştım. Onun da resmine baktım. Ellerim kırılsaydı da bakmaz olaydım. O çekici bulduğum kadın yaşlanmış babaanne olmuş. Sadece yaşlanmakla da kalmamış buruşup bambaşka bir kadın olmuş.
Sadece kadınlar değil. Bizim zamanımız kadınları peşinden sürükleyen abileri vardı. Biz de yeni yetme erkekler olarak onlara benzemek isterdik. Don Johnson vardı. Yaşlı tonton bir ihtiyar olmuş. Yüzüne nur gelmiş. Nerede o Armani takım giyen, Ferrari gazlayan maço adam nerede bu dede? Bu adamın yatta yaşadığına inanır mısınız? Olmaz ya romatizmaları azar. Bir de Mickey Rourke vardı. Rumble Fish'in Motorcycle Boy'u, Wild Orchid'de Carrie Otis'le cult olan sevişmeye imza atan adam. Onu son filminde gördüm durumu zaten içler acısı.

Bu noktada artık egom korku ile titremeye başladı. Bu insanların bu hale gelmesi, benim de  yaşlandığım anlamına geliyordu.  Bunlardan başkaları olmalıydı. Yaşlanmayan, hala genç ve güzel olan birileri. Mesela Şahin Tepesi dizisinin Morgan Fairchild'i vardı o zamanların çekici kadınlarından. Mavi Ay vardı Cybill Shepherd'li. Dempsey and Makepeace dizisinin sarışını vardı. Onlar ne durumdaydı ki? Onlara da baktım. Morgan Fairchild bizim dizilerdeki kokoş anneannelerden olmuştu. Glynis Barber kendi resmi fotoğraflarındaki once düzeltmeye rağmen bambaşa bir kadın olmuş. Hatta bu fotoğraflar da eskimiş çünkü 2007'den beri web sitesi yenilenmemiş bile. Cybill Shepherd tamamen dağılmış. Artık neredeyse kendim için ağlamak üzereydim. Ne olmuştu bize ya? Ne zaman bu hale gelmiştik ki?

Panik halinde başka sebepler düşünmeye çalıştım. Belki diziler bize geç gelmişti. Belki bu kadınlar memleketimde çekici bulunduğu, seksi yıldız diye adlandırıldığı sıralarda belki zaten çoktan iş işten geçmişti di mi ama? Ülkemden örnekler bulmam gerekirdi. Onlar hiç olmazsa gerçek zamanlı olurdu. O zaman akkoyun kara koyun belli olurdu. Kimler vardı ki o zamanlardan? Yasemin Evcim vardı. Gece televizon kapanmadan evvel döner bir platform üzerinde aerobik yapardı. Evlenip yurtdışına yerleşip çoluk çocuğa karışmış. Onun güncel resimlerini göremedim. Ama Bambi vardı. Burçin Orhon... O da dergilere seksi pozlar verirdi. O ne durumdaydı acaba?

BAMBİ!!! Ne yaptın sen? Şimdi Burçin hanımteyzeye bakıyorum da zamanında onun resimlerine Erkekçe'de baktığım için utanıyorum. Hatta kendimi sapık gibi hissediyorum. Kusura bakmayın Burçin Hanım ya.

Daha fazla yazamayacağım sanırım. Yalnız bırakın lütfen beni.


4 comments:

irfun4ever said...

vay anasını ya benim de moralim bozuldu şimdi ha. demek bu güzellikler filan geçici işler, ama olmadan da edemiyor insan.

Pelin Ozis said...

Ama sen de en kötüleri yazmişsin hep. Madonna vardı hala var ama kadın ameliyatsız ilaçsız taş gibi hala. Üstelik Burçin Orhon'dan da Prenses Stephanie'den de yaşlıdır o. Sonra Hey George Versene Borç adamı var, o da Madonna ile yaşıt olsa gerek, evet hiçbir zaman hastası değildik ama olsun gene de hala genç duruyor adam.

Mesele yaşlanmak değil, yaşını göstermemek artık, tüm mücadelemiz bunun için:)

irfun4ever said...

askerlik şubesine gittiğimde kadın bana senin yaşın geldimi demişti, ben 24 yaşımdaydım. o da 18 filan gösteriyorsun demişti.

Ama bu durum kızlara karşı işe yaramıyor. nedense çocuk buluyorlar beni. Kendileri yaşlı suratları seviyorlar. Bak yaşlı olmadığı için kaybeden biri. :D

Uyumsuz said...

hakikaten yaşlanmışsın yaw ! İnsan bir el atar şu bloga.