Ya adamı zorla politikaya bulaştırıyorlar. Bugünün konusu gündemden beni çıldırtanlar:
Şaşı bakan şaşırır:
17 Aralık'da Hürriyet gazetesinde ekonomi bakanı konuşmuş ve krize bir çözüm getirmiş: Vatandaştan yastık altındaki altınları ortaya çıkarmasını istemiş. Hesap da yapmış demiş ki: "2003’ten beri ekim ayına kadar 23.4 milyar dolar altın ithal etmişiz. Tonlarla altın ithal ediyoruz. Bu altınların da 4.5 milyar dolarını ihraç etmişiz. Geriye kalan 20 milyar, 15 milyar dolar nerede Allahınızı severseniz? Nereye gitti bu altınlar? Yastık altına. Ya kollarına takıyorlar, ya yastık altına atıyorlar. Halkımızdan şunu rica ediyorum, lütfen yastık altındaki bu varlıkları ekonomiye kazandırın. Bunları şirketlerimize koysak, güçlü şirketlerle ortaya çıksak kötü mü olur?" İşte yerli yabancı o kadar ekonomist, uzman boşuna kafa patlatsın benim bakanım çözümü bulmuş. Anneanneler kollarındaki bileziği satsın. Yaa bu eski Türk kriz yönetim tekniklerinden biri ve muhtemelen dedem de anneannemin bileziklerini birkac defa nakit akışına destek için iç etmiştir. Hani derler ya bu krizi dedem de çözer diye... Ama koskoca memleketin ekonomisi buna kalır mı ya! Eğer durum buysa sıçtık.
Haa bir de ekonominin düzgün olduğunu Boğaz Köprüsü'nün trafikten geçilememesine bağlamış. Yahu bir insan ki kendisi bakan memleketin çözülemeyen trafik rezaleti ile gurur duyar mı ya? Umarım sağlık bakanı da aynı şekilde şaşı bakmıyordur. "Türkiye'de sağlık sistemi süper, her sene bilmem kaç bin kişi trafik kazasında sakat kalıyor." gibi bir cümle çıkabilir yani.
Bu adamla rakı içmek isterim. Ne olacak bu memleketin hali geyiğinde muhteşem açılımlar çıkartabilir. Ne yazik ki sanırım rakı içmiyordur.
Tecavüzcü manyak
Aynı gazetede bir de sübyanci bunak hoca konusu var ki evlere şenlik. Adam güya genç kıza , hatta çocuğa, tecavüz etmemiş. Ya adam bir aynaya bak ya. Normal bir kadın, kendi rızasıyla seninle seks yapar mı ya? Eğer öyleyse harcanıyorum ben tek eşlilikle. Casanova olmam lazım. Neyse o başka hikaye.
Adli Tıp nasıl oluyorsa (aslında kaça oluyorsa) kızı muayene etmiş ve kızın psikolojik olarak zarar görmediğine kanaat getirmiş. Zaten zarar görmemesi olacak şey değil -bakınız ayna yorumum- ama bizim adalet sistemi buna dayanarak sübyancı bunak hocayı serbest bırakıyor. Sonra halk, medya, herkes ayağa kalkıyor. Şimdi de mahkeme, belgeyi geçersiz saymış ve kızı tekrar muayeneye göndermiş. Ya niye kimse sormuyor sayın hakim geçen sefer aklın neredeydi?
Haydi buna da tamam. Şimdi kızı tekrar adli tıbba göndereceklermiş ya raporun yenilenmesi için. Biz salak mıyız? Mahkeme oyun mu oynuyor? Bu saatten sonra o bunak sübyancıya tekrar suçsuz raporu çıkar mı o adli tıptan? Bu saatten sonra o bunak hoca normal bir şekilde yargılanabilir mi? Mümkün değil. Olacak şey belli. Bu dava o kadar uzayacak ki, ya biz sıkılacağız unutacağız, ya sübyancı amca mevta olacak dava kapanacak, ya da kız adli tıbba gide gele iyice sıyıracak, kız deliymiş, zaten 18 yaşındaymış falan gibi bir kılıfla adam evine dönecek. Göreceğiz.
Şu hikayede bir tane elle tutulur şey yok valla. Ne adam adam, ne kızın ailesi aile, ne mahkeme mahkeme, ne de adli tıp adli tıp, ne de sübyancının eşi eş... Tabi buna ilave medya da medya değil ya... Bu topluma bayılıyorum. Eklektik. Hükümetin derdi de anneannemin bileziklerini satmakta... Türkiye belgeseli kesin Comedy Max'de gösterilmeli.
Canım teyzem ya sana bunu yapanlar Allah'tan bulsunlar.
Bir de ambulans haberi okudum. Polis ambulansı çevirmiş sen hep buradan ışıkların yanarak ve hızlı geçiyorsun diye. Sürücünün de bir çağrıya gittiğine inanmamışlar. Ne olmuş? Ambulansı yarım saat tutmuşlar. Yolda kalp krizi geçiren yaşlı teyze vefat etmiş. Ne diyeceğimi bilemiyorum. Muhtemelen polisler de, ambulanscılar da şimdi keyifleri yerinde yaşayıp gidiyorlardır. Teyze'nin evinde ise acı var. En kötüsü de bu böyle devam edecek. Ne polislere birşey olur, ne ambulanscılara. Hoş burası insana saygı duyulan bir memleket olsaydı hem o polislerin hem o ambulanscıların başı kanunla beladaydı, hem de devlet o teyzenin ailesinin hayatını kurtaracak bir tazminat ödemek zorunda kalmıştu. Ama nerede? Benim mahkemelerimde 14 yaşında kızlara tecavüz edenler serbest bırakılırken, yaşlı bir teyzeyi sokak ortasında ölmeye terk edenler ceza mı alacak? Hiç sanmıyorum. Umarım ilahi adalet vardır da acısı çıkar bunlardan. Allah rahmet eylesin teyze. Umarım canın acımamıştır.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
2 comments:
Digitürk'te bir ara Big Love diye bir dizi vardı, Amerika'daki çok eşliliğe inan tarikan Mormonları anlatıyordu, oldukça iyiydi. İzlerken hafiften darallar da basmıyor değildi ama oradaki adam ve üç karısı, tüm o çekişmelere kıskançlıklara karşın en azından bütün bir aile olarak durmayı becerebiliyorlardı. Hayır demiyorum yaşasın poligamy, ama şimdi bu hüseyin Üzmez vakasından sonra İzmir adli tıp'ın babası ve amcası tarafından taciz edilen reşit olmayan bir kız için ruh sağlığı bozulmamıştır raporunu görünce, eh yani diyorum, gidip Mormon olasım var. En azından orada kocayı 5 karıyla da paylaşsan adam seni bu hödük devlet anlayşından daha iyi korur dış dünyaya.
ee hadi değişsin gündem artık
Post a Comment